Kitap: Karanlık Cevher Serisi - Philip Pullman

 


İthaki Yayınevi Ekim 2020'de benim çok uzun zamandır beklediğim bir seriyi yeniden bastı. Karanlık Cevher serisi bundan yıllar önce basılmıştı ancak maalesef serinin son kitabı "Kehribar Dürbün" bulunamıyordu. Ben de yıllar öncesinden bu durumu kenara not edip, sabırla beklemeye başlamıştım. 2020'nin sonuna doğru sonunda bekleyişim sona erdi ve İthaki seriyi yeniden bastı ve bir de özel kutulu versiyonunu da çıkardı.

Önce kısaca özelliklerden bahsedelim. Künyede çevirmen olarak Niran Elçi ve Sevin Okyay var. Ciltsiz olarak basıldı seri ve 3 kitaptan oluşuyor. Toplam sayfa sayısı 1352. 

Ben yeni tasarımını beğendim, önce pek hoşlanmasam da sonra çizimlerini gerçekten çok beğendim. Kapak renkleri de çok güzel. ANCAK, kitaplarda çok ciddi yazım yanlışları var. Normalde bir-iki tane olduğu zaman çok fazla takılmıyorum. Gözden kaçmıştır deyip geçerim. Ama bu seride çoook ciddi sayıda yazım hataları var. Her kitapta var. Hatta "Ama" kelimesinde/isminde bile var. 3. kitapta Ama isimli küçük bir kız var. Yer yer bağlaç olan ama ile kızın adı Ama karıştırılmış ve büyük harf olması gerek yerler küçük, küçük harf olması gereken yerler büyük yazılmış. Ya son kontrolden geçmemiş, ya da geçerken okuyan kişi metni anlamadan okumuş. Küçük ve butik yayınevleri için bu bence ciddi bir problem değil, ama İthaki gibi (benim için) büyük ve değerli bir yayınevinden böyle hatalar gelince çok çiğ duruyor. 




"Oxford Üniversitesi’ndeki âlimlerle yaşayan Lyra Belacqua, en yakın arkadaşı Roger’la birlikte dertsiz tasasız bir hayat sürmektedir. Fakat korkutucu amcası Lord Asriel onu ziyarete geldiğinde kendisi için kurduğu bu mutlu hayat paramparça olacaktır. Lord Asriel, Toz denilen büyülü bir madde ile kuzey ışıklarında görülen ve bir alternatif evrene ait olduğunu düşündüğü bir şehri araştırmak üzere yardım istemeye gelmiştir.

Zırhlı ayıların hüküm sürdüğü Kuzey’e doğru yola çıkan Lord Asriel, Lyra’yı da gizemli bir âlim olan Bayan Coulter’ın yanına bırakır. Bayan Coulter, Lyra’ya amcasının göstermediği şefkati gösterir. Fakat bu dünyada hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Lyra’nın arkadaşı Roger’ın Hamhumlar denilen bir grup tarafından kaçırılmasıyla birlikte Lyra kendisini dünyanın öteki ucuna kadar götürecek bir yolculuğa çıkacaktır." Kaynak Babil.com

İlk kitap ana karakterimiz Lyra ile başlıyor. İlk satırlardan itibaren bizim bildiğimiz dünyada olmadığımızı anlıyoruz. Önce Lyra'nın Oxford'daki yaşamına giriyoruz. Ve onun çocukluğunun maceralarına atılıyoruz. Sonrasında Lord Asriel ve Bayan Coulter'ın  yavaş yavaş hikayeye dahil olmasıyla gizem bizi sarmaya başlıyor. Hamhum ismi verilen bir korku çocukları kaçırmaya başlıyor ve bir gün Lyra'nın arkadaşı Roger bu Hamhumlar tarafından kaçırılıyor. 

Kitaba başlayınca yeni bir dünyaya girmek ve yeni terimlerin sıkça kullanımı biraz kafa karıştırabiliyor. Ancak hikaye ilerledikçe hem karakterlerin isimleri hem de yeni terimler zamanla yerine oturuyor. Gizem ve macera yüksek seviyelerde ve yer yer çok can yakan sahneler var. İnsan acımasızlığının küçük bir çocuğun gözünden anlatılması çok güzel. Hikayenin sonuna dek kimin iyi kimin kötü olduğunu da çözememek bizi Lyra kadar yalnız bırakıyor. Yazar çok ilginç bir dünya kurmuş ve detayların güzelliğiyle kurduğu bu dünyayı inanılabilir kılmış. Güzel bir başlangıç kitabı.

Benim puanım: 5/5





"Lyra, kendisini Cittàgazze ismindeki yeni ve tuhaf bir dünyada bulmuştur. Hiçbir yetişkinin bulunmadığı, çocukların kendi başlarının çaresine baktığı bir yerdir burası. Sokaklarında ölümcül, ruh emici Heyulalar gezerken gökyüzünde ise meleklerin kanat çırpışları duyulur.

Ancak Lyra bu dünyada yalnız değildir. Yanında cini Pantalaimon ve yeni tanıştığı Will Parry vardır. On iki yaşındaki Will birini öldürmüş ve havada beliren bir pencereye tırmandığında ise yaşadığı dünyadan ayrılıp kendisini Cittàgazze’de bulmuştur. Tek amacı bir kâşif olan babasını bulmaktır. Lyra’nın her zaman doğruları gösteren aletiyometresi de ona bir mesaj verir: Will’in babasını bul.

Ancak bu arayışları hiç de kolay olmayacaktır. Bir yandan tüm yaratılışı sarsacak bir savaşın davulları çalarken Lyra ile Will kendilerini çok büyük sorumlulukların altında bulacaklardır." Kaynak Babil.com

Serinin ikinci kitabında Lyra'ya yeni bir arkadaş katılıyor: Will. Kaçak Will (muhtemelen!) bizim dünyamızdan. Babası yıllardır kayıp. Ve Will psikolojik rahatsızlığı olan annesinin hastalığını diğer yetişkinler anlamasın diye çabalarken yanlışlıkla birini öldürüp havada asılı gördüğü bir pencereden geçerek başka bir dünyaya giriyor. Burada Lyra ile tanışıp yola beraber devam ediyorlar.

Bu kitap benim için serinin en zayıf halkası. Konuyu biraz (diğer iki kitaba göre) zayıf gördüm. Ancak çoklu evren ve bu evrenler arası geçiş kurallarını ortaya koyması (üçüncü kitabın temeli) gerektiği için aslında çok gerekli. Her ne kadar bence en zayıf kitap olsa da, seri çok iyi olduğu için puanım o kadar da düşük değil.

Bir de Sineklerin Tanrısı kitabıyla tanıştığım çocuk zalimliğini bu kitapta da görebiliyoruz. Ve maalesef bu zalimlik çok gerçek. 

Benim puanım: 4/5




"Hem cennetin hem de cehennemin kuvvetleri Lord Asriel’in isyanına katılmak için harekete geçmişlerdir. Bu destansı çarpışmada herkesin oynayacağı bir rol ve yapacağı fedakârlıklar vardır. Cadılar, melekler, casuslar, suikastçılar ve sahtekârlar… herkes bu isyandan payına düşeni alacaktır.

En tehlikeli görev de Lyra ile Will’e kalmıştır. Hiçbir canlı ruhun ayak basmadığı ve kaçışın imkânsız olduğu gri bir dünyaya gitmeleri gerekmektedir: Ölüler diyarına. Zırhlı ayı Iorek Byrnison ve iki minik Gallivespian casusla birlikte çıktıkları bu yolculuk hepsini derinden değiştirecektir.

Savaş devam eder ve gökyüzünden Toz yağmaya başlarken, tüm canlılar ile ölülerin kaderine iki çocuk ve basit bir öykünün basit bir hakikati karar verecektir." Kaynak Babil.com

İlk kitapta tanıdığımız Lyra dünyası ile ikinci kitapta tanıştığımız çoklu-evren ve bu evrenler arası yolculuk bu kitapla beraber artık Otorite'ye karşı bir savaşa getiriyor bizi. Lyra ve Will bu kitapta ölüler dünyasına gitmeye karar veriyorlar, Mary de başka bir evrene geçip oranın motor çetesi Mulefa ile tanışıyor. Diğer bir yanda da Lord Asriel, Otorite'ye karşı olan savaşında ordusunu topluyor. 

Son kitap en kalın ve en karmaşık kurguya sahip kitap seride. Hala kimin iyi, kimin kötü olduğu belli değil. Ve tüm evrenin kaderi çocukluğunun sonunda ki Lyra ve Will'e ve onları izleyen iki küçük casusa bağlı. 

Bu kitabı bitirdikten sonra uzunca bir süre kendime gelemedim. İnanılmaz tatmin olduğum bir seriydi. Başı sonu bağlandı. Hikaye toparlanıp, bitirildi. Bir kaç nokta hafif havada kaldı ama o kadar da rahatsızlık verecek kadar değildi. Oldukça temiz bir şekilde kocaman bir çoklu-evren hikayesi sonlandı. 

Benim puanım: 5/5

Son cümlelerim kitaplarla ilgili: Bazı büyük kurguyu etkileyebilecek noktaların çok alakasız bir şekilde basitçe çözülmesine bayıldım. Bazen küçük görülen karakterler hikayelerde tüm dünyayı etkileyebilirken, bu kitaplarda tam tersinin olması çok eğlenceliydi. Bazen de tüm dünyayı etkileyebilecek karakterler önemsiz bir şekilde yok olup, sahneden çekilebilirler.

Okuduğum en güzel, en detaylı çocukluktan çıkış hikayesiydi. 

Sevgilerle,



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kitap - Paul ile Virginie - J. H. Bernardin De Saint-Pierre

Film: Muhsin Bey (1987)