Kitap: Bridgerton Serisi - Julia Quinn (Uzun oldu ben de kestim 2/5)

Evet ikinci bölümle devam ediyorum. Bu yazıda serinin 2. ve 3. kitaplarını tanıtacağım.

Kitap 2 - En Çok Beni Sev (Orjinal adı: The Viscount Who Loved me)

"Yazarınız 1814’ün olaylarla dolu bir sezon olacağına inanıyor, özellikle de bugüne kadar evlenmeyi düşündüğüne dair hiçbir işarette bulunmayan, Londra’nın en gözde bekârı Anthony Bridgerton için. Aslında neden evlensin ki? Söz konusu eksiksiz bir zampara gibi davranmak olduğunda, ondan daha iyisi bulunamaz... Leydi Whistledown’ın Cemiyet Gazetesi, Nisan 1814

Ne var ki dedikoducu yazarımız bu defa yanılıyordu. Anthony Bridgerton sadece evlilik kararı kalmamış, bir eş adayı da seçmişti! Önündeki tek engel ise seçtiği kişinin ablası Kate Sheffield’dı - kendisi Londra balolarının o güne dek gördüğü en baş belası kişiydi. Nüktedan ve entrikacı Kate, bir yandan bu izdivacı engellemek konusundaki kararlılığıyla Anthony’yi deli ederken, diğer yandan çapkın vikontun erotik rüyalarının başmisafiri oluyordu. Genel inancın aksine Kate, zampara beylerin zamanla ıslah olup iyi birer koca olabileceklerine inanmıyordu ve Anthony Bridgerton da bu zamparaların arasında en ahlaksız olanıydı. Kate kız kardeşini korumaya kesin kararlıydı fakat kendi kalbinin korunmasızlığı yüzünden de endişe içerisindeydi. Ve Anthony’nin dudakları kendi dudaklarına değdiği anda, Kate ona karşı koyamayacağını anlayıp korkuya kapılmıştı..."

Anthony babasının ölümü ardından sarsılmış ve mutlaka babası gibi 38 yaşında öleceği saplantısıyla hayatını yaşayan bir genç adamdır. 30 yaşına yaklaşırken, kız kardeşi Daphne'nin de evlenmesinden sonra (ilk kitap) artık kendisinin de evlenmesi ve Vikont'luk ünvanının geçeceği çocuğu yapması gerektiğini düşünerek sosyetenin en gözde kızını kendine hedef olarak seçer (tam bir romantik!). Ancak, bu kızın yanına yaklaşmak istiyorsa ablası Kate'i ikna etmesi gerekmektedir.

Hımmm... bu kitabı da sevmiyorum ben. Bilmiyorum, Anthony'nin (kardeşlerin en büyüğü çünkü adı A ile başlıyor) babasının ölümüyle ilgili korkusunu anlayabiliyorum, özellikle de o yıllarda ki tedavi koşulları şu ana göre oldukça ilkel olduğu için. Ancak, Kate ile ilk yakınlaşması nasıl desem çok çiğ. Ben bu ikili arasında kesinlikle bir elektrik sezemedim, resmen (benim için elbet) kimyaları olmamış. 

Ve bu kitapta da aynı ilk kitap gibi sorunlu bir sahne var. Kitabın ilerleyen kısımlarıyla ilgili bilgi almak istemiyosanız bu paragrafı atlayın lütfen. Anthony evlendikten sonra ilk gecelerinde Kate ona kimi düşünüyordun dediği zamandan bahsediyorum. Hayır. Hayır. Öyle bir konuşmayı yaparken en azından kızın içinden çıksaydın be Anthony. Karın sana "benimle sevişirken kimi hayal ediyordun?" diyor be adam. Hödük Anthony!

Neyse ben bu ikilinin aşkına inanamadım. Beni sarmadı. Açık değildi. Anthony, Kate'e özellikle köpekle olan kısımlarda çok kaba davrandı. İlk öpüşme çiğ ötesiydi. Ve bence Anthony kesinlikle bir centilmen İngiliz beyefendisi filan değildi. Kral olsam ünvanını geri alırdım o derece.

Benim puanım: 2/5

Neyse diğerlerine devam edelim.

Kitap 3 - Son Söz Aşkın (Orjinal: An Offer From a Gentleman)



"Sophie Beckett, aslında bir kontun kızı olmasına rağmen ne Leydi Bridgerton’un meşhur maskeli balosuna gideceğinin ne de Beyaz Atlı Prensi’nin onu orada beklediğinin hayalini kurmaya cesaret edebilir çünkü kibirli üvey annesi tarafından köşkün hizmetçisi olarak kullanılmaktadır. Ama daha sonra, gizlice içeri girmeyi başardığı baloda çekici ve yakışıklı Benedict Bridgerton’un güçlü kollarının arasında dans ederken kendini kraliyet ailesinden birisi gibi hisseder. Yalnız ortada bir sorun vardır, saat geceyarısını gösterdiğinde bu sihrin sona ermesi gerekmektedir.

Kimdi bu olağanüstü kadın? O büyülü geceden sonra, gümüş elbiseli kadının güzelliğiyle adeta kör olmuş Benedict’in gözü başkasını görmez, ta ki kendini, ona garip bir şekilde tanıdık gelen hizmetçi kıyafeti giymiş o alımlı kadını içine girdiği tatsız durumdan kurtarmak zorunda hissedene kadar... Gizemli aşkını bulup onunla evlenmeye yemin etmiş olan Benedict, hayatına giren bu hizmetçinin nefes kesici güzelliğine yenik düşer ve onunla birlikte olmak için, içinde inanılmaz bir istek duyar. Peki kalbini bu hizmetçi kadına sunmayı düşünen Benedict, bir peri masalını andıran ilk aşkını feda etmeyi göze alabilecek midir?"

E bu bildiğimiz Külkedisi hikayesi. EVET. Bu doğrudan bir Külkedisi yeniden-yorumu. Ama serinin sevdiğim kitaplarından biri. Benedict (ikinci sıradaki kardeş) ve Sophie'nin arasındaki ilişki diğer iki kitaba göre bir tık daha inanılabilir. Sophie'nin annesinin durumundan dolayı asla ve asla gayrimeşru bir ilişki içine girmek istememesi ve hizmetçi olduğu için saygın bir evlilik yapamaması çok güzel işlenmiş. Benedict biraz kızı baştan çıkarmaya çalışıyor mu, evet, ama kitabın sonunda annesinin de desteğiyle vardığı sonuç çok hoş. 

İlk iki kitaptan sonra resmen tamam potansiyel var dedim. İkilemler güzel, karakterler çok iyi, aile yine güzel yansıtılmış. En azından rıza var. Sophie'nin annesinin nefreti çok iyiydi, ve çıkarcılığı tabi ki de. Zavallı Posy! ve Sophie elbette!

Benim puanım: 3/5

Bir sonra ki yazıda 4. ve 5. kitapları anlatacağım.

Sevgilerle,



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kitap - Paul ile Virginie - J. H. Bernardin De Saint-Pierre

Kitap: Karanlık Cevher Serisi - Philip Pullman

Film: Muhsin Bey (1987)