Kitap: Seyir - Piraye

 


Geçtiğimiz aylarda birçok Youtube ve Instagram kitap kanalı bir kitabın tanıtımını yapmaya başladı. Seyir isimli kitap. Bir kitap okudum hayatım değişti sloganıyla hem de. Kişisel gelişim kitaplarına ilgim olduğu için (ama gerçekten gelişmeye önem veren kitaplara yaşam koçlarının ceplerini dolduranlara değil) denemeye karar verdim. Vermez olaydım.

Kitap normal bir kişisel gelişim romanından farklı olarak kurguya oturtulmuş. Yani bir karakterin "hayatını" okuyoruz. Ancak bir kurgu bu kadar kötü olmamalı. Cümleler bu kadar düşük olmamalı. Yüklemsiz ve anlamsız cümleler olmamalı. Açık olmayan anlatıma bu kadar çok başvurulmamalı.

Belli ki yazar olan kişinin yazmaya çok fazla yeteneği yok. Olabilir. Özellikle bu kitap için olabilir çünkü yazarın amacı bir "gelişim felsefesi"ni açıklamak. O durumda editöre iş düşmez mi? Kurguyu daha hafifletip kitabı daha eli yüzü düzgün (en azından okunabilir) hale getirmeye?

Özellikle ilk bölüm (90 sayfa) okunmuyor. O-KU-NA-MI-YOR! 
 


Hemen Babil.com'dan linkini ve kitap arka kapağı yazısını bırakıyorum ki sonra kendi yorumlarıma geçebileyim:

"Seyir eden misin, seyreden mi bu alemde?

Eksikliğin boş gözleriyle büyümüştü Mina...

Küçük bir kızken bunu ilk fark ettiğinde, şaşırmıştı; olmayan her ne ise kalbinin orta yerinde, orada bir oyuk oluşturmuştu sanki.

Bozuktu. Defoluydu. Büyüdü, genç bir kadın oldu ve bir karar verdi; Madem eksiğim ben, bu eksikliği kapatacak olan malzeme başkalarında olmalı.

Onların sözleri, onların ilgisi, onların tanımları, onların yorumları…

Aşklar da oldu yaşamında, kırgınlıklar, savruluşlar da... Kaybetti, ama yıkılmadı yeniden ayağa kalktı.

Bir sergi açılışında Celal ile göz göze geldiği ilk an, bir tokat patlamıştı sanki yüzünde.

Deli gibi çarpan kalbinin sesini duyuyor, bu gergin ama bir o kadar da gizemli erkeği izlemekten kendini alamıyordu.

Mina, onu kendi dönüşümüne götürecek uzun bir yolculuğa çıkmaya hazırdı artık!"

Buradan sonrası "süprizbozan"dır okumadıysanız kitabı ona göre okuyun: 

Okunamama özelliğini geçersek olayın özeti şu: dibe batmış ama nedenini anlamayan bir kadın karakterin "Mina" bir gün başka bir kadınla "Ma" tanışması ve hayatını dönüştürmeye başlaması anlatılıyor kitapta. İlk bölüm Mina ile Ma'nın tanışmasına dek olan süreyi kapsıyor. Burada Mina'nın hayatında kendine verdiği değeri (gözümüze soka soka) gösteriyor yazar. İkinci bölüm onun dönüşüme ve hayatında ters giden şeylerin nedenlerini anlamasına yol açan içine bakışa değiniyor. Son bölümde de artık hayatıyla ne yapmak istediğine karar verip, ofisini açma sürecini okuyoruz.
  • İlk eleştirim Mina'nın bilinç seviyesi üzerine. İlk bölümde daha Ma ile tanışmadan bile kendini çok iyi analiz edebiliyor. Belki nedenlerini anlamadan analiz ediyor ama yine de o durumda olan kişi o kadar kendini bilemez. Bu beni kurgudan çıkardı çoğu zaman. Kitap doğal değildi yani. 
  • Yüklemi olmayan cümleler vardı. (Devrikleri geçtim, onlar olabilir düzeydeydi.) Ne yapmaya çalışmış yazar diye çok düşündüm. Herhalde Mina'nın duygu-durumuna vurgu yapmayı amaçlıyordu oralarda dedim ama yine de kötü duruyordu çoğu yerde. Kısacası kitap yer yer açık değildi
  • Aşırı tekrarlanan kelimeler ve sözler vardı. Beni en rahatsız edenleri herhangi bir erkek için kullanılan "adam" ve boş konuşmayı anlatmaya çalışan "vır vır vır". Sürekli geçiyordu metinde. Rahatsız edecek düzeydeydiler.
  • Mistik anlatım çabası. Özellikle ilk bölümde (kitap toplam 3 bölüm). Öznesiz yazımlar ile gizem katma çabası çok göze çarpıyordu. Ma'dan mı bahsediliyor yoksa Mina'nın "adamı"ndan mı diye durup sorguladığım çok yer oldu. 
  • Sürekli yabancı dilde terimler ve sözler kullanılmış. Gereksiz ve özenti duruyordu.
  • Celal'in Mina'nın hayatına hükmettiği yerlerde, Celal'i öcü gibi gösterme çabası var. Ancak aynı şeyi Ma yapınca "Vay ne net kadın, muhteşem" denmiş. Bu beni çok rahatsız etti. Ma da sonuçta kızdan körü körüne itaat istedi. Onun hayatına müdahale etti. Bunlar normalleştirilmemesi gereken kavramlar. Niyet her ne kadar iyi olursa olsun. Özellikle Mina "ben anlamadan yapamam bana açıklar mısın?" dedikten sonra, ben ne dersen itirazsız yapacaksın denilmemeli. Bir sağlıksız ilişkiyi kızın hayatından çıkarıp diğerini koyamazsınız. Bende "acaba bu bir tarikat mı? İtaat isteği neden?" soruları doğdu sürekli. Ma orada normal bir şekilde şimdi şunu yapacaksın çünkü bu sana şu şekilde yardımcı olacak dese ne olurdu?
  • Mina baygınken evine adam yollayıp köpeğini alması ise kesinlikle kabul edilemez.
  • En büyük iki eleştirimden biri ise: belli bir hayat tarzını sürekli empoze etmeye çalışmıştı yazar. Diğer tarafı aşağılayarak hem de. Bak biz doğru hayatı bulduk, insan böyle yaşar, yaşamayan ise gerizekalıdır diyerek (bu benim yorumum).
  • En büyük iki eleştiriden diğeri ise: REKLAM. Sürekli mekan adı vardı. Şurada et yedik, buradan kahve aldım. Ne gerek var. Yoksa yazarın reklamcı olmasının bir etkisi mi? Acaba yazar o isimleri geçirmek için para aldı mı? İşbirliği/sponsorluk var mı? 
İyi yorumuma gelirsek: kitabın anlatmak istediği felsefeyi sevdim. Zaten var olan psikolojik yöntemlerle "wellness" yöntemlerinin derlemesi gibi olmuş. Çoğu yerde anlatmak istediklerini örneklerle açarak en basit seviyeye indirmiş yazar, bunu da çok sevdim ama...işte burada reklam eleştirime geri dönüyorum. Galiba yazar bu Mina karakterini kendinden almış. Çünkü Mina da reklamcılık işinde, Mina da kendi eğitimini vereceği atölyesini açıyor. Yazar bunu yapabilir mi? Elbette. En doğal hakkıdır. Ancak kitabı ofisine müşteri gelsin diye yazdığı özellikle son bölümde iyice ortaya çıkıyor. Bu sefer de kendi ofisinin reklamına dönüşüyor kitap. Çok çiğ kalmış bu  teşebbüs. Ağızda bak felsefe bu ama nefes tekniğini öğrenmek için burada da anlattığım ofise gelip bana para vermen lazıma dönünce olay soğuyorsun okuduğun metinden. Hatta belki sana faydası olabilecek olan felsefeden bile soğuyorsun. 

Kötü mü? Değil. 
İyi mi? Felsefesi fena olmasa da okunması zor olduğu için değil. 
Daha iyi olabilir miydi? Yes, of course (Elbette demek bu söz, kitapta da sürekli kullanıldığı için buraya yazmak istedim). 

Sonuçta piyasada birçok güzel ve kaliteli kişisel gelişim ve psikoloji kitapları var. Bunu alacağıma diğerlerine vakit harcamayı tercih ederim. En azından beni sağılacak bir müşteri olarak görmüyor diğerleri ve "kişisel gelişim ofisi" promosyonu yerine bana iyi gelebilecek teknikler veriyorlar. 

Benim puanım: 1/5 

Sevgilerle,

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kitap - Paul ile Virginie - J. H. Bernardin De Saint-Pierre

Kitap: Karanlık Cevher Serisi - Philip Pullman

Film: Muhsin Bey (1987)